10 Eylül 2010 Cuma

ruhumla sevdiğimsin

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. ..
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.


Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.

Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur, ne de unutur ...

MEVLANA

15 Ekim 2009 Perşembe

bu kalp seni unutur mu?

Yıllar geçse de üstünden
Bu kalp seni unutur mu?
Kader gibi istemeden
Bu kalp seni unutur mu?
Bir hasretlik yüzün vardı
İçimde bir hüzün vardı.
Söyleyecek sözüm vardı.
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Kalbim seni unutur mu?

Anlamı yok tüm sözlerin
Sensiz geçen gecelerin
Yaşanacak senelerin
Bu kalp seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Fark etmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı


Bu kalp seni unutur mu

Bu kalp seni unutur mu
Kalbim seni unutur mu


Bu kalp seni unutur mu
Bu kalp seni unutur mu
Kalbim seni unutur mu
Bu kale seni unutur mu
Bu kalp seni unutur mu

Kalbim seni unutur mu

16 Mayıs 2008 Cuma

TT PİCTURES

OM


dün teo'nun verdiği cd'de tahsin'in bir çok çizimi vardı. bilgisayarda yaptığı bu çizimler
ayrıntıyla bezenmişti. hepimiz hayran kaldık. buraya ona ait, onun bakışıyla
çekilmiş fotoğraflarının ve çizimlerinin hepsini koymak ve sevenleriyle paylaşmak istiyoruz.


mavi ile yazılı söz; of course we are not alone one day you gonna join us

6 Şubat 2008 Çarşamba

merhaba




bazı şeyler için doğru zamanı yakalamak mümkün değil derler,

doğrumu derler bilmiyorum ama ben bu blog'u hazırlayıp tahsine

hediye etmek istedim, geçmi kaldım? ....bilmiyorum



tüm sevdiklerinin seninle ve seni sevenlerle paylaşmak istedikleri

her türlü anıyı bir araya toplamak için, artık burada buluşacağız...







Arkadaşlar, iletileriniz için adresim ; ozlemaliyazicioglu@gmail.com